5 Aralık 2009 Cumartesi

KASTAMONU VE RIFAT ILGAZ


KASTAMONU VE RIFAT ILGAZ
Doğduğu ve yetiştiği kent olan Kastamonu'ya bağlılığını her fırsatta dile getirmiş olan Ilgaz, zaten soyadı devrimiyle kendine bu kentin en büyük simgesi olan Ilgaz Dağları'nın ismini soyadı olarak seçti (1934). Özellikle doğduğu Cide ve kültürüne ve insanına yapıtlarında yer verdi. Sarı Yazma, Yıldız Karayel, Halime Kaptan ve Karadenizin Kıyıcığında gibi romanlarında bu yöreyi tema olarak aldı. Kastamonu ve Cide'de adına etkinlikler düzenlenmektedir.
Rıfat Ilgaz'ın Kastamonu ile ilgili yönlerini en iyi veren kaynaklardan biri, onunla tanışıp birlikte çalışmalar yapmış olan Mehmet Saydur'dur. Ilgaz üzerine birçok araştırması olan yazar, onunla anılarını Rıfat Ilgaz'lı Yıllar adlı eserinde yazmıştır.
Her yıl memleketi olan Cide ilçesinde 7-8-9 Temmuz tarihleri arasında Cide Rıfat Ilgaz Sarı Yazma ve Kültür Sanat Festivali yapılır. Sanatçı her yıl orada konserler, paneller , dinletiler eşliğinde anılır.

2 Aralık 2009 Çarşamba

CİDE'NİN MEŞHUR SARI YAZMA HİKAYESİ


Sarı Yazma, 1940 Kuşağı şiirimizin en büyük ustalarından Rıfat ILGAZ’ın kendi yaşam öyküsünü anlattığı romanıdır. Roman, Cide’de doğup yaşamının ilk on iki yılını orada geçiren şairin, yıllar sonra o şirin kıyı kentine geri dönüşü ile başlar. Bu bir korku, yılgınlık. tükenme ya da kaçış değildir... Bu, şairin yaşadıklarına yeniden başlamak; o topraklarda yeniden doğup, büyümek ve yaşlanmak isteğidir. Aynı zamanda, amacı, geçmişine şimdiki gözleriyle bir kez daha bakmaktır.İşte, Sarı Yazma, llgaz’ın sanatının zirvesindeyken geriye bakıp gördüklerinden oluşan bir romandır. Toplumcu bir yazın ustasının, kendi kuşağının renkleriyle boyadığı Türkiye resimlerinden oluşan bir belgesel de diyebiliriz. Ki bu öykü, keskin toplumsal çelişkilerden kaynaklanan hoyrat bir iklimin yıprattığı kırıp döktüğü bir kuşağın öyküsüdür...Bir şairin, geçmişiyle açık ve içten bir hesaplaşma ve bu sırada ortaya çıkan, serüven dolu, uzun bir yaşamdan kesitler... Abartmayan, doğal ve duru bir anlatım içinde, inanılmaz dirençli bir mücadele ve mutlu, umutlu bir son... Romanın adı olan Sarı Yazma, Karadeniz’in çalışkan kadınları için. yazann bir saygı duruşu...
KAYNAK
Çınar Yayınlarından alınmıştır.

1 Aralık 2009 Salı

CİDE GENEL BİLGİ



Batı Karadeniz Bölgesi’nde, Kastamonu İli’ne bağlı bir ilçe olan Cide, kuzeyinde Karadeniz, kuzeydoğusunda Doğanyurt, doğusunda Şenpazar, güneyinde Azdavay ve Pınarbaşı ilçeleri, batısında Bartın iline bağlı Kurucaşile ilçesi ile çevrilidir. Cide’nin ovalık alanları oldukça sınırlıdır. Toprakları çok sayıda çay ve derelerle bölünmüştür. İlçenin güney ve güneydoğusunda Küre Dağlarının uzantıları yer alır. Kuzeyde kıyıya yakın kesimlerde kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan Kestane Dağı bulunmaktadır. İlçenin doğusunu Kestane Dağı engebelendirmektedir. Bu dağların üzerleri zengin bir orman örtüsü ile kaplıdır. Zeytinlik Tepe (1.282 m.), Kaleburnu Tepesi (1.078 m.), Halla Tepesi (1.231 m.), Karakaya Tepesi (1.443 m.), Kemrelik Tepesi (1.220 m.) ilçenin belli başlı yükseltileridir.
İlçenin en önemli akarsuyu Devrekâni Çayı olup, kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda akar. Bu çay ilçe topraklarını geçerek Karadeniz’e dökülür. İlçenin diğer akarsuları Aydos Çayı ve Fakaz Çayı’dır. Kastamonu’ya 148 km. uzaklıktaki ilçenin yüzölçümü 939 km2 olup, 22.481’dir.
İlçede Karadeniz İklimi hakimdir. Yazları sıcak, kışları ise ılık geçmektedir. Her mevsim yağış almaktadır.
İlçenin ekonomisi, tarım, hayvancılık, ormancılık ve balıkçılığa dayalıdır. Tahıl üretiminin dışında genellikle bağcılık, meyvecilik, sebzecilik yapılmaktadır. Tarımsal üretimin dışında ilçe halkının gelir kaynaklarını küçük ölçekli orman ürünleri imalatından sağlanmaktadır. Küçük tekne yapımcılığı geçim kaynaklarının önünde gelmektedir. Ayrıca ilçedeki torna tezgâhlarında tahta kaşık üretimi yöredeki çok sert şimşir ağacından yapılmaktadır. Hayvancılıkta mera hayvanları ön planda olup, yeni sığır türleri elde etmek üzere Jersey Sünni Tohumlaması yapılmaktadır.
Cide’nin ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu kesinlik kazanamamıştır. Ancak Homeros’un İlyada isimli eserinde Cide’nin ismi geçmektedir. Cide’de Kytoron ve Aigialos isimli iki antik kent bulunmaktadır. Cide’nin 12 km. batısında, Kurucaşile’nin 15 km. doğusunda bulunan Kytoron, kapalı bir liman kenti olup Ortaçağ Kalesi yıkıntısı dışında kentten herhangi bir kalıntı günümüze gelememiştir. Cide’nin 17 km. doğusundaki Aigialos kenti, Aydos Köyü, Aydos Çayının ağzındaki vadide, kıyıdan ve dolayısıyla çayın ağzından içeriye doğru yayılmıştır. Bugün, burada günümüze kadar gelebilen herhangi bir kalıntı bulunmamaktadır.
Tarihi kaynaklarda yörede, M.Ö. 1100-700 yılları arasında Paflagonialıların egemenlik kurdukları bilinmektedir. Fryglerin bir kolu olan Pafloganialılar bu bölgeye kendi adlarını vermişlerdir. Paflagonyalılar, Devrekani Çayının, Gökırmak, Devrek, Soğanlı, Filyos ve Bartın Çayları etraflarında yerleşmişlerdir. Ancak Cide’de arkeolojik bir kazı yapılmadığından bu döneme ait herhangi bir esere rastlanmamıştır. Homeros, Paflogonya’nın Cide ve Kitoros(Gideros) taraflarında Henet veya Heneti adlı bir kavmin yaşadığını belirtmiştir. Cide’nin sahilinde, Ceviz Dibi adıyla anılan yerde bir saray kalıntısının olması bu iddiayı kuvvetlendirmektedir. Romalılar ve Bizanslılar Cide’de hüküm sürmüşlerdir. Nitekim, Cide’de Callade Cide, Y.Domma ve Caracolla adlarına kesilen paralar ve Cide’de bulunan Roma dönemi kale kalıntıları bunu kanıtlamaktadır. Güble ve Gilivri arasında Çoban Kalesi Romalılar döneminde yapılmış Osmanlılar döneminde de onarılmıştır. Timle Kalesi ve Gazallı Kalesi Bizans dönemine aittir. Okçu Kalesinin ise tam olarak ne zaman yapıldığı bilinmemektedir.
Yörede Bizanslılardan sonra, Danişmendler, Çobanlar ve Candaroğulları egemen olmuş, Ağlı uzun süre Bizans egemenliği altında kalmıştır. Ağlı ve yöresi 1106 yılında Danişmendlerin eline geçmiştir. Anadolu Selçuklularının dağılmasından sonra Candaroğulları yöreyi egemenlikleri altına almışlar ve 1392 yılında Kastamonu Osmanlı topraklarına katılmıştır. Ankara Savaşı’ndan (1402) sonra Sinop’ta yaşayan İsfendiyar Bey yöreye hakim olmuştur. Osmanlı birliğini yeniden kurmayı başaran Çelebi Sultan Mehmet İsfendiyar Bey’i kendisine bağlamış ve Candaroğullarının Osmanlılara katılmasını sağlamıştır. Bunun ardından 1461’de Fatih Sultan Mehmet zamanında yöre, kesin olarak Osmanlı toprakları içerisine alınmıştır. Osmanlı döneminde Kadılık ile yönetilmiş, 1868’de Kastamonu vilayeti merkez sancağına bağlı bir kaza konumuna getirilmiştir. Bu dönemde eski bir iskelesi olan Cide’de bir de tersane kurulmuştur. Bu liman İpek Yolu üzerinde olup, önemini tarih boyunca sürdürmüştür. Karaağaç İskelesi adı ile anılan ilçedeki iskele Rusya ile Anadolu arasında ticaret bağlantısını sağlamıştır.
İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Roma ve Bizans dönemine ait kale kalıntıları, Türk sivil mimari örneklerinden Rıfat Ilgaz evi bulunmaktadır.
Kenthaber Kültür Kurulu

KAYNAK
http://www.kenthaber.com/ alınmıştır.

CİDE RESİMLERİ

CİDE GENEL GÖRÜNÜM
GİDEROS KOYU

COSNARALTI

CİDE SAHİLİ